27 Nisan 2013 Cumartesi

Çocuk Eğitiminde Çığır Açan Kadın: Montessori


Maria Montessori


Maria Montessori 1870'de İtalya'da doğdu. 1896'da hem erkek öğrencilerin onu bir ka­dın öğrenci olarak kabullenmedeki isteksiz­liklere hem de babasının itirazlarına -kızıyla konuşmayı kesmişti- rağmen, kararından vazgeçmedi, İtalya'nın ilk kadın doktoru ola­rak üstün bir derece ile tarihe geçti. Bu arada en büyük desteği annesinden aldı. Üniversiteden mezun olduktan sonra asis­tan doktor olarak atandığı Roma Psikiyatr kliniğinde zeka engelli çocuklarla çalıştı. 1899'da, Roma'da zekâ engelli çocukların yollandığı okula yönetici olarak atandı. Daha sonra pedagoji öğrenmeyi amaç edindi. Zi­hinsel engelli çocuklar için yazılmış her şeyi okudu. 1896-1907 yılları arasında sadece sağlık alanında değil, antropoloji, felsefe, psikoloji ve eğitim alanlarında da kendini geliştirdi.
Aşağıdaki sözler ona ait: "Çocuklar fazla yorulmadan veya tecrit edilmeden sabahtan akşama kadar meşgul edilmelidir. Onlara önce çok basit şeyler öğretmeliyiz; hedefe en kısa yoldan düz bir hat çekerek varılması gibi, tuvaletlerin kullanılması, kaşığın kulla­nılması gibi. Sonra dikkatlerini duyu organla­rına çekmeliyiz. Örneğin çeşitli renk, boy ve kokudaki çiçekler yardımı ile onların görme ve koku duyularım harekete geçirmek için bir bahçede gezdirelim. Kas çalıştırması için jimnastik yaptıralım. Onların dikkat ve ilgisi­ni uyaran dokunma duyusunu çalıştıracak farklı yüzeylere sahip bir sürü eşya verelim. Duyu organlarının eğitimi yoluna koyulduk­tan ve ilgi uyandırıldıktan sonra, asıl derse başlayabiliriz. Alfabeye girişe geçebiliriz. Fa­kat kitapla değil, çeşitli renklere boyanmış, parmakla dokunup, hareket ettirilebilecek kabartma harflerin bulunduğu küçük bir tah­tayla. Yavaş yavaş el becerilerini öğretebilir ve en sonunda ahlaki eğitim verebiliriz."
O, çocukların eğitiminde çığır açan kadın­dır. Öğrenme güçlüğü çeken çocukların sorunlarını çözmeyi hedefine aldı. 1907'de, Roma'nın San Lorenzo bölgesinde çalışan ailelerin çocuklarından oluşan 60 kişilik grup­la çalışmak için üniversitedeki kürsüsünden ve tıbbî uygulamalarından vazgeçerek, eğitim yöntemleriyle ilgilenmeye başladı. Sonunda kendi özel kuramını geliştirdi. Ço­cukları gözlemledi onların ihtiyacına uygun materyaller geliştirdi. Kendi adını verdiği yöntemle, Montessori metoduyla, derslikle­rin biçimini ve öğrenme yöntemini değiştirdi, bunu kurduğu "Çocuk Evi'nde uygulamaya koydu.
Bu bir deneysel okuldu. Çocukların ihtiya­cına uygun derslikler ve onların boyutlarına uygun sıra ve sandalyeler önerdi, öğrenmeyi geliştirici oyunları renkli ve tahta materyal­lerle tasarladı ve kullandı. Önemli başarılar elde etti. Öğrenme güçlüğü çeken çocuklar öğretmenin müdahalesinin çok az olduğu doğal ortamda bu yöntemle okuma ve yaz­mada büyük ilerleme kaydettiler. Eğittiği bir grup engelli çocuğu devlet yeterlilik sınavla­rına soktu. Sonuç şaşırtıcıydı. Engelli olma­yanlara yakın bir başarı göstermişlerdi. 1912'de kullandığı yöntemi anlattığı bir kitap yayınladı. Bu kitap uluslararası eğitimde bir reform hareketini başlattı. Bu yöntemi ve okulları dünyanın her tarafında örnek model olarak tanıttı ve kabul ettirdi.

Yeni öğrenme ve öğretme biçimleri

Öğretme ve öğrenme biçimleri hakkındaki görüşlerini okulları gezerek, sınıflara girerek deneyimledi. Kendi yöntemini engelli olma­yan çocuklara uygulayıp uygulayamayaca­ğını düşünürken, kendisine gelen bir teklifi değerlendirdi, işçiler için bir sitede ucuz ev­ler sunan bir inşaat firması bir soruna çözüm bulamamaktadır. Kiralık lojmanlarda oturan herkes meslek sahibidir. Anne babalar gün­düz işte oldukları için, 50'den fazla çocuk de­netimsiz kalmaktadır. Sorunun çözümü için kendisine gelindiğinde daha sonra birçok ül­kede taklit edilecek olan çocuk yuvaları fikrini ortaya attı. "Çocuklara kendi kendilerini yaratma" imka­nının verildiği yerlerdi buralar. Yöntemi İtalya'da tanındı. Yeni çocuk evleri kuruldu.
1909'da Maria Montessori düşün­celerini ve yöntemini kitap halinde yayınlar: Çocuk Yuvalarında Çocuk Eğitimi Üzerine Bilimsel Pedagoji Yöntemi. 1900 yılında bu birlik daha sonra "sorunlu çocuklar"ı eğitmek üzere öğretmenlerin ye­tiştirildiği tıbbi Pedagoji Kurumu'nu açar. Ku­ruma bir okul da eklenmiştir. Maria Montes­sori yönetimi üstlenir. O ve mesai arkadaşları sürekli çocuklarla beraber olup, onları tüm dikkatleriyle izleyerek eğitim ve oyun malze­melerini denerler.
Çocukların özgür seçim­den, hatalarını kendilerinin denetiminden, hareket etmekten, sessizlikten, sosyal iliş­kilerini kendileri tarafından kurulmasından, çevrenin düzenli ve temiz olmasından, özgür faaliyete dayalı bir disiplinden, kitapsız oku­ma ve yazmadan, alıştırmaların tekrarından hoşlandıklarını gözlemledi. Eğitim sistemini çocuktan yola çıkarak kurdu. Tarihin en ünlü eğitimcilerinden biri oldu. Ki­tabı kısa zamanda yirminin üzerinde dile çev­rildi. Gazeteciler, öğretmenler, din adamları, doktorlar ve devlet memurları "Montessori Modeli"nin pratikte nasıl olduğunu görmek için Roma'ya gittiler. Tüm Batı Avrupa'da, ABD, Çin, Japonya, Hindistan, Avustralya ve Güney Amerika'da Montessori okulları ve dernekleri kuruldu. Maria Montesso de eğitim kursları düzenledi.
Sistemini sayısız se­yahatlerinde anlattı, ikinci bir kitapta eğitim araçlarını, yapılarını ve kullanımını açıklar. Almanya'da ilk Montessori Okulu 1922'de açıldı. On yıl sonra sayıları 34'e çıktı. 1933'te Naziler, Berlin'de sevilmeyen yazarların ki­tapları ile birlikte tüm Montessori malzeme­lerini ve yayınlarını yaktılar. 1934'te Mussolini faşizmine muhalefetten dolayı İtalya'dan ayrılmaya zorlandı. 1936'dan itibaren önce İspanya'da sonra Hollanda ve Hindistan gibi ülkelerde bir dünya vatandaşı olarak yaşadı. 1950 yılında UNESCO konferansına katıldı. 1940, 1950 ve 1951'de Nobel Ödüllerine aday gösterildi. Bir eğitim emekçisi olarak, dünyanın birçok ülkesinde konferanslar, eğitimler verdi, kitaplar yazdı, yeni okullar ve öğretmen eğitim merkezleri açtı.
Montessori pedagojisi yanlıları ancak 50'li yıllarda Batı Almanya'da tekrar işe başlayacaktır. 1952'de Hollanda'da bir sahil kasabasında öldüğünde 82 yaşındaydı. Dünya genelinde­ki çabalarının ürünü olarak metodu Türkiye dahil dünyanın birçok ülkesinde açılmış olan Montessori Okulları'nda uygulanmaktadır. 1976'da Rita Kramer tarafından yazı­lan biyografisi, Montessori'nin hayatını ve eserlerini ayrıntılı biçimde göz önüne sermektedir.(Bianet)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder